Başlangıçta niyetim 10 kişi ve 10 gün olmasıydı ama 11 kişi ve +1 hazırlık günü ile 11 gün olarak keyifli bir yolculuğa çıktık. Asıl programı uyguladığımız 10 günlük süreç ve 11 kişi olmasından kaynaklı olarak da #10da11 dediğim ekipte birbirinden değerli insanla iletişime geçmek, hayat hikayelerini dinlemek ve son 11 günde yolculuklarında yanlarında olmak benim için ziyadesiyle anlamlıydı. Şimdi gelin bu yolculukta beni etkileyen ve aklımda kalan şeyler neler oldu biraz onlardan bahsedelim.
Yaptığımız şey aslında günümüzde bir çok insanı en çok zorlayan durumlardan birisi; kendine dönmek. Hayatında hiç kendine bakmamış ya da kendini dinlememiş bir bireyin, ilk defa kendine dönüşü biraz sancılı bir süreç olabiliyor. Bu durumu farklı yollarla açıklayabiliriz. Değişime direnç, rahatlık alanı gibi kavramlar tam da burada devreye girebiliyor ancak ben direkt beynin çalışma şeklinden kaynaklı olan durumu anlatmak istiyorum.
İnsan beyni evrildiği bugünde, çalışma şeklini giderek en kolayı seçme noktasına getirmiştir. En kolayı seçme eğiliminden de kaynaklı olarak yapısında varolan bağlantılardan birçoğu aktifliğini yitirmiş durumdadır. Yeni bir şeyi öğrenmek ya da fark etmek beyinde bu pasif olan noktaların yeniden aktifleşmesi demek olduğu için tam da bu nokta beynin kolayı seçme eğilimi ile çelişir. Eğiliminden dolayı yeniliğe dair çok sıcak bir bakış açısı olmayan beyin, türlü türlü bahaneler üreterek bu değişimden bireyi uzaklaştırmaya çalışır. Ancak irade ile bu yolda devam eden birey pasifleşen noktaların aktifleşmesi için büyük bir çaba gösterir. Hatta dil, ders, meslek, kültür ya da farkındalığın öğrenildiği durumlarda baş ağrısı yaşamamızın sebeplerinden birisi bu aktifleşme sırasında yaşananlardır da denir.
#10da11 gibi çalışmaları yaparken ilk başta çözülmesi gereken şey bireylerin aslında farkında olmadıkları dirençtir. Eğer bu aşamayı geçtiyse katılımcı sonrasında yaşananlar ona çok daha farklı şeyler ifade edebilir. Şayet geçemedi ise sıkılganlık, umursamazlık, sorun çıkartma gibi bilinçaltı niyetlerle kendi sürecine devam eder. Hatta bu sebeplerden kaynaklı olarak çalışmalara katılım göstermeyip yine o kendi rahatlık alanında yaşamına devam eder. Her çalışma grubunda olduğu gibi bu grupta da buna benzer katılımcılarımız vardı. Bu tarzda etkileri canlı grup çalışmalarında yönlendirmek nispeten daha zor bir durum. Biz #10da11 ile bütün süreci çevrimiçi olarak ilerlettiğimiz için katkılımcıların birbirlerinin yaklaşımlarından pek haberi yoktu. Bu da bir noktada bireysel olarak katılım gösterenlerin daha da motive olmalarını sağladı.
Bahsettiğim direnç noktası kırıldıktan sonra genelde kendimizi güçsüz hissetme durumu ile karşılaşırız. Kendine ilk defa dönen bireyin keşfettiği şey, hayatı boyunca hiç görmediği ama aslında kendinde yumurta ve sperm birleştiği andan beridir olanı görmesidir. Bu durum bir şok etkisi yaratabilir. Çünkü yıllardır alışmış olduğu yaşamın dışında yeni bir şey görmeye başlamış ve bu gördüğü şey de aslında kendi olduğu için bu zamana kadar fark etmemiş olmanın kırgınlığıyla ya da bildiğini sandıklarının üzerine yıkılmasıyla çaresizlik hissini yaşamaya başlayabilir.
Buradan sonra da yaşadığımız şeylerden birisi de yıkılanların altında kalıp acıyla yaşamaya başlamamızdır. Acıdan beslenmek durumunu hepiniz duymuşsunuzdur, işte yaşanılan şey o durumun kendisidir. Genel olarak bizim kültürümüzde zaten bu durumun etkileri fazlasıyla ön plana çıkmaktadır. Kurulan cümleler, hayallerin önüne konulan engeller ya da rakı masasında eğlenirken bir anda moralimizin bozulmasıyla daha çok alkole yönelme eğilimimiz tamamen acıdan beslenmek ile ortaya çıkan durumlardır. Hayatından beslendiği acıları aldığımızda geriye hiçbir şey kalmayacak insanların sayısı azımsanmayacak derecede fazladır. İnanç ve irade burada devreye giriyor.
Değişim yolculuğuna devam etme niyetinde olan bireyler acılarının kaynaklarını keşfedip, çözüm yollarına doğru adım atmaya başlıyorlar. Bütün bahsettiklerim aslında fraktal bir yapı olarak kendi içerisinde bir döngüye sahip. Yani ilk defa kendine dönmedeki direnç ile yeni bir çözüm yoluna dair atılan adımdaki direnç benzerdir diyebiliriz. Ama makro açıdan baktığımızda çözüm yoluna atılan adım kendini tanıma deneyiminin bir parçasıdır.
Öğretmen, öğrenci hazır olduğunda karşısına çıkarmış denir. #ozanlayolda ekibinde de değişime hazır olanların hayatlarında bu sürecinde diğerlerine nazaran nasıl daha da etkili olduğunu bir kez daha gördüm. Bunların yanında hiç tepki vermeyip sadece yazdıklarımı okuyanlar olduğunu da biliyorum. Hatta bir de başlangıçta yüksek enerjiyle başlayıp ortalarda kayıplara karışanlar da oldu. Hepsi doğal, hepsi normal.
10 günlük süreçte doğunun öğretileri ve batının teknikleriyle harmanlanmış bir değişim deneyimi oluşturdum. Kendi hayatımda uyguladıklarımı, bir yol haritasına çevirerek ardında yatan nedenleri keşfedip çözebileceğimiz bir yolculuğun küçük bir deneyimiydi aslında. 10 günde yaşadıklarımızın detaylarını vermeyi tercih etmiyorum çünkü ciddi anlamda özel hikayeler ve yaşanılanlar var. Ancak yapılan geri dönüşleri zamanla sizinle paylaşabilirim.
Ben Ozan Ulaş. Adımın ne ifade geldiğini yıllar sonra keşfettim. Hiç gitmediğim yerlerde anlatılacak bir hikaye yazıyorum. Siz de hayatınızda bir değişim başlatmak, hedef koyup, o hedefe beraber yürümek için birisine ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız; bana yazın! #ozanlayolda Değişim Deneyimi’nin bir parçası olun.