Geçen hafta da aynı şey oldu, bu hafta sonu ister istemez insana bir tembellik veriyor. Aklımdakileri hayata geçirirken bir rahatlık bir salıverme hissi kaplıyor içimi. Ama bu durumun belki de “çok şey” olmasından kaynaklı olduğunu düşünüyorum.
Beni tanıyanlar bilirler, çok hareketli ve hızlı adımlar atmayı seven bir insanım. Bu yüzden beyin fırtınalarının olduğu, düşünce kalıplarının zorlandığı ortamları ve yeni şeyler üretmeyi çok severim. Çok şey biraz fazla kalabalık değil mi? Bence de. Anlattıklarımın hepsi iyi güzel ama dengeyi koruyabilirsek eğer.
Kafamda ya da hayatımda çok şey olduğu zamanlarda aklıma gelen ilk kelime hep düzen oluyor. Ama düzene bakış açım Satürn’ün halkalarının aslında taşlardan, kayalardan oluştuğunu öğrendiğimde değişmişti. “Çok şey” olması problem değil. “Dans eden yıldızlar doğurmak isteyen, önce kendi içinde büyük taşkınlıklar ve kaos yaşamak zorundadır.” diyor kitapta. Bazen bir kaos bazen bir sakinlik. Hepsi güzel. Büyük resmi ya da detayları görebiliyorsak.