Dün hayallerden bahsettikten sonra gün içerisinde tekrar bu konu üzerine düşündüm. Geçmişe kısa bir yolculuktan sonra tam da bu zamanlara dair neler yapmayı planladığımı hatırladım. Ve evet, çok farklı düşünüyordum.
Kendimi bildim bileli iş süreçlerim dışında plan yapmayı pek sevmedim. Bu durumun benden aldığı şeyler elbet oldu ama yine de dün bahsettiğim gibi hayallerim için yaşadığım her anı dilediğimce değerlendirdim. Pandemi hepimize farklı açılardan değerlendirme yapıp, en azından ne yapacağımıza dair fikrimiz olması gerektiğini gösterdi.
Bireysel düzeyden, toplumsal düzeye kadar insanların ve kurum-kuruluşların nasıl etkilendiğini açık bir şekilde gördük. Çalışma düzeni bozulanlar, evde sıkılanlar, maillere geri dönemeyenler, mutluluğu karton bardaklı kahvecilerde arayanlar… Ve en temelde gördük ki, bir dönüp kendimize bakmalıymışız.
Kuantum düzeyden anlatmak isterdim ama karakter kısıtı. Olumsuzluklar hep olacak, herkes bir şey söyleyecek, imkanlar her zaman mükemmel olmayabilir… Planlar tutmasa da hayaller her zaman var. Bütün bu şartlarda neyin sorumluluğunu alıp, değişime katkıda bulunabiliyoruz? Cesaretin var mı değişime?